Boşanma Hukuku, Boşanma Davaları
- Koca Avukatlık Bürosu
- 10 Şub
- 5 dakikada okunur
Boşanma, evlilik birliğinin yasal olarak dava yoluyla sona erdirilmesi sürecidir. Boşanma davalarına ilişkin hükümler Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiştir. Anlaşmalı ve çekişmeli olmak üzere iki türlü boşanma tipi bulunmaktadır. Boşanma sürecine girmiş olan tarafların haklarını en iyi şekilde koruyabilmesi adına Türk Medeni Kanunu, Türk Borçlar Kanununu ve Hukuk Muhakemeleri Kanununu iyi bilmeleri gerekir. Bu konularda yetkinliği olmaya şahısların açtıkları davalar genelde başarısızlıkla sonuçlanır. Bu makalede, boşanma davası açma süreci, boşanma davasında kusur oranının belirlenmesi, çekişmeli boşanma, çocuğun velayeti, boşanma sırasında eşlerin birbirine karşı kusurlu davranışları gibi konular ayrıntılı şekilde ele alınacaktır.

1. Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Boşanma davası, davacı tarafından yetkili Aile Mahkemesi’nde açılır. Aile mahkemesi olmayan yerlerde, Aile Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesinde açılır. Davayı açan tarafın, boşanma sebeplerini somut delillerle açıklayarak mahkemeye sunması gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesine göre, evlilik birliği temelinden sarsılmışsa taraflardan biri boşanma davası açabilir. Buna genel boşanma sebebi denir bunun dışında terk, zina ve haysiyetsiz hayat sürme gibi özel boşanma sebepleri de bulunmaktadır. Boşanma davası açarken dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır:
Dava dilekçesinin eksiksiz hazırlanması
Gerekçelerin hukuki dayanaklarla açıklanması
Delillerin hukuka uygun olması
2. Kusur Oranı Nasıl Belirlenir?
Boşanma davasında tarafların kusur oranı, mahkemenin yapacağı incelemeler sonucunda belirlenir. Kusuru hakim belirler. Kusur, eşlerden birinin evlilik birliğine aykırı , sadakate aykırı yahut karşı taraf için evlilik birliğini çekilmez kılacak davranışlarıyla diğer eşin mağduriyetine sebep olması durumudur. Örneğin, aldatma, şiddet, psikolojik şiddet, ekonomik şiddet, ekonomik baskı, terk gibi nedenler kusur olarak değerlendirilir. Mahkeme, tanık ifadeleri, mesajlaşmalar, maddi deliller gibi unsurları dikkate alarak kusur oranını belirler. Örnek vermek gerekirse bir Yargıtay kararında yüksek mahkeme erkeği az para kazanması nedeniyle hor gören kadını kusurlu görürken, güven sarsıcı davranışlar sergileyen kadını da kusurlu kabul etmiştir.
3. Çekişmeli Boşanma Davası Nedir?
Eşlerden birinin boşanmayı istememesi veya boşanma şartlarında anlaşamaması halinde, eşlerden biri çekişmeli boşanma davası açar. Çekişmeli boşanma davasında mahkeme süreci anlaşmalı boşanmaya göre daha uzun ve karmaşıktır. Tarafların taleplerine göre nafaka, velayet, mal paylaşımı gibi hususlar mahkeme tarafından irdelenir, kusur oranına tarafların olgunluklarına göre değerlendirmeler yapılır.
Çekişmeli boşanma davalarında süreç basit anlamda genellikle şu adımlardan oluşur:
Dava dilekçesinin hazırlanması ve mahkemeye sunulması
Karşı tarafın cevabının alınması ve karşı dava açılması
Cevaba cevap dilekçesi verilmesi ve karşı davaya cevap dilekçesi verilmesi
İkinci cevap dilekçesi verilmesi
Tanıkların dinlenmesi ve delillerin incelenmesi
Hâkimin değerlendirmesi ve karar vermesi
Bu süreçte dilekçeler aşaması yaklaşık 4 ay sürmektedir. Bununla birlikte tanık ve diğer delillerin getirilmesi de zaman alabilir. Bu nedenle çekişmeli boşanma davası yıllarca sürebilir. Bu konuda avukat desteği, sürecin hızlanmasına ve hak kaybının önlenmesine yardımcı olur.

4. Boşanmada Velayet Kime ve Nasıl Verilir?
Velayet, boşanma sonrasında çocukların hangi ebeveynin yanında kalacağını, çocukla kimin ilgileneceğini ve çocuğun bakımını genel olarak kimin üstleneceğini belirler. Bununla birlikte velayeti üzerine alan eşin diğer eşe karşı çocukla görüşmeyi sağlama gibi sorumlulukları vardır. Türk Medeni Kanunu’nun 182. maddesine göre, mahkeme çocuğun üstün yararını gözeterek velayet hakkını belirler. Velayet hususunda tarafların isteği tek başına yeterli değildir. Mahkeme kimi zaman çocuğun üstün yararını gözeterek talep olmasa dahi velayeti diğer tarafa verebilir. Mahkemenin velayet kararında dikkate aldığı kriterler ise şunlardır:
Çocuğun fiziksel ve ruhsal sağlığı
Ebeveynin ekonomik ve sosyal durumu
Çocuğun eğitimine ve gelişimine katkı sağlayabilme kapasitesi
Çocuğun istekleri
Sosyal inceleme raporu
Genellikle küçük yaşlardaki çocukların annede kalmasına karar verilir. Ancak, annenin çocuğa bakamayacak durumda olması, annenin madde bağımlısı olması halinde velayet babaya verilebilir. Bununla birlikte yine Yargıtay uygulamasına göre gayrı ahlaki meslek sahibi kadının küçük çocuğunu yanına almasında, velayetin ona verilmesinde bir beis bulunmamaktadır. Nitekim küçük çocuğun anne sevgisine ve ilgisine ihtiyacı bulunmaktadır.
5. Çekişmeli ve Anlaşmalı Boşanma Arasındaki Farklar
Anlaşmalı boşanma, eşlerin boşanma şartlarında uzlaşmasının mahkemeye başvurmasıyla veya çekişmeli boşanma davası açıldıktan sonra tarafların anlaşmasıyla gerçekleşir. Anlaşmalı boşanmanın şartları şunlardır:
Tarafların en az 1 yıldır evli olması
Bu husus önem arz etmektedir. Çekişmeli boşanma davası açmak için bir süre öngörülmemişken anlaşmalı boşanma için en az 1 yıl evlilik şartı bulunmaktadır.
Nafaka, mal paylaşımı ve velayet gibi konularda anlaşmazlık bulunmaması
Mahkemeye sunulacak protokolün eksiksiz düzenlenmiş olması
Çekişmeli boşanma ise tarafların boşanma şartlarında anlaşamaması durumunda ortaya çıkar ve yukarıda açıklandığı üzere daha uzun süren bir mahkeme süreci gerektirir.
6. Eşlerden Biri Boşanmak İstemezse Ne Olur?
Eşlerden biri boşanmak istemezse, diğer tarafın evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını kanıtlaması gerekir. Bu durum genelde diğer tarafı yormak amacıyla kötüye kullanılabilen bir husustur. Ancak kendinizi iyi temsil ettiğinizde karşı tarafın kusurlu olduğunu Yargıtay kararları ile kanıtladığınızda bu problem de aşılmaz değildir.
Türk Medeni Kanunu’na göre, en az 3 yıl fiili ayrılık durumunda boşanma davası açan tarafın talebi mahkeme tarafından kabul edilir. Uzun süren evliliklerde ise hâkim, tarafları uzlaştırmaya çalışabilir, ancak buna ısrar edemez, birliktelik imkânsız hale gelmişse boşanmaya karar verilir.
7. Sadakatsizlik (Aldatma) Tazminat Sebebi Midir?
Aldatma yani zina, Türk Medeni Kanunu’nun 161. maddesi uyarınca özel bir boşanma sebebidir ve kusurlu tarafın tazminat ödemesine yol açabilir. Bununla birlikte TMK m. 161 gereği affeden tarafın dava hakkı bulunmamaktadır. Mahkeme, aldatan tarafın manevi tazminat ödemesine hükmedebilir. Tazminat miktarı, aldatılan tarafın yaşadığı manevi zararın büyüklüğüne, duyduğu elem ve kedere, göre belirlenir.
8. Boşanma Davası Sırasında Eşlerden Biri Evi Terk Ederse Ne Olur?
Eşlerden birinin boşanma davası sürecinde evi terk etmesi, mahkeme tarafından kusurua ilişkin değerlendirmede dikkate alınır ancak terk sebebiyle boşanma gerekçesi olarak değerlendirilmez. Terk nedeniyle boşanma davası ayrı bir dava türüdür. Bu davada ihtar, sürelerin dolması gibi özel şartlar gerekmektedir.
9. Boşanma Davası Açmadan Önce Nelere Dikkat Edilmelidir?
Boşanma sürecine başlamadan önce şu hususlara dikkat edilmelidir:
Mali durum analizi yapılmalı
Delil değerlendirmesi yapılmalı
Çocukların velayeti konusunda ön hazırlık yapılmalı
Karşı tarafın anlaşma ihtimali değerlendirilmeli
Delil durumunu, velayeti ve nafakayı değerlendirmesi adına bir avukattan danışmanlık alınmalı
10. Boşanmadan Sonra Soyadı Değişikliği Nasıl Yapılır?
Boşanma sonrasında kadın, evlilik soyadını değiştirmek için nüfus müdürlüğüne başvurması gerekmez. Boşanma sonrası kadın eş boşanmadan önceki soyadını alır. Kadın ikinci evliliğini yapmış ve boşanmadan önceki soyadı ilk eşinin soyadı ise bunu yahut kızlık soyadını alabilir. Mahkeme kararı ile kadın, evlilik soyadını kullanmaya devam etmek isterse, evlilik soyadı ile iş çevresinde tanındığı gibi gerekçelerle, bunu gerekçelendirmek zorundadır.
11. Boşanma Davasında Avukatın Önemi
Boşanma süreci, hukuki bilgi gerektiren karmaşık bir süreçtir. Genelde hukuki yetkinlik sahibi olmayan insanların boşanma davalarında yaşadıkları en büyük problem kusur durumunun ispatı, süreler, zamanaşımı ve dava takibidir. Örnek vermek gerekirse boşanma davalarını kendi yürüten insanların yarısından fazlası ‘’karşı dava’’ dilekçesinin hangi sürede nasıl mahkemeye verileceğini bilemeyebilir. Bu nedenle alanında uzman bir avukattan destek almak, boşanma süreci öncesinde karşı tarafın yapabilecekleri, kaçınabileceği hususları bir avukat ile değerlendirmekte fayda bulunmaktadır.
Sonuç
Boşanma süreci, hukuki, ekonomik ve psikolojik açıdan taraflar için son derece hassas ve yorucu bir süreçtir. Boşanma davası açma aşamasından itibaren, sürecin her adımı titizlikle ilerletilmelidir. Anlaşmalı boşanma davalarında tarafların hızlı bir şekilde boşanabilmesi için protokolün eksiksiz hazırlanması gerekirken, çekişmeli boşanma davalarında kusur oranı, nafaka, mal paylaşımı ve velayet gibi pek çok hukuki mesele mahkeme tarafından re’sen incelenmektedir. Çekişmeli boşanmalarda dava süreci uzun sürebilir. Boşanma davalarında kusur oranı, özellikle manevi tazminat, nafaka ve velayet kararlarını doğrudan etkileyen bir etkendir. Aldatma (zina), şiddet, psikolojik şiddet, cinsel şiddet, ekonomik şiddet, ilgisizlik, sorumsuzluk, sadakatsizlik ve evi terk etme gibi sebepler boşanmada kusurlu tarafın belirlenmesinde önemli rol oynar. Boşanmada en hassas konulardan biri velayet meselesidir. Mahkeme, çocuğun üstün yararını gözeterek ebeveynlerin maddi durumu, psikolojik yeterliliği ve çocuğa sunacağı imkanları, çocuğun isteğini ve sosyal inceleme raporunu (SİR) dikkate alır. Boşanma süreci Türk Medeni Kanunu çerçevesinde detaylı şekilde düzenlenmiştir, Ancak kanunun uygulanmasında hak kayıplarının önlenmesi için sürecin profesyonel bir avukat desteği ile yürütülmesi önemlidir. Boşanma davası sürecinde uzman bir boşanma avukatı, delillerin eksiksiz toplanması, dava dilekçesinin hukuka uygun hazırlanması, sürelerin takibi ve mahkeme sürecinin etkili yürütülmesi açısından önem taşır.
Comments