top of page

Malpraktis Davaları: Hukuki Süreçler, Tazminatlar

  • Yazarın fotoğrafı: Koca Avukatlık Bürosu
    Koca Avukatlık Bürosu
  • 12 Eki 2024
  • 5 dakikada okunur

Giriş

Malpraktis, bir sağlık profesyonelinin görevini yerine getirirken gerekli özeni göstermemesi, dikkatsiz davranması veya yetkin olmadığı bir konuda hareket etmesi sonucu hastaya zarar vermesi durumudur. Bu tür hatalar, hem maddi hem de manevi zararlara yol açarak hastaların yaşam kalitesini ciddi anlamda etkileyebilir. Türkiye’de malpraktis davaları, tıbbi hata mağdurları için önemli bir hak arama yolu olup, hukuki süreçler ve tazminat talepleri ile çözülmeye çalışılır.

Bu makalede malpraktis davalarının temel unsurları, tazminat türleri, dava süreci, Yargıtay kararları ve uluslararası hukuk çerçevesindeki yerini ele alacağız.

1. Malpraktis Nedir?

Malpraktis, kelime anlamı olarak "yanlış uygulama" anlamına gelir. Sağlık sektöründe ise malpraktis, bir sağlık profesyonelinin mesleki standartlara uygun olmayan davranış veya ihmalde bulunması sonucu hastanın zarar görmesi olarak tanımlanır. Sağlık profesyonelinin kastı olmasa bile, mesleki sorumlulukları yerine getirmemesi veya hatalı uygulama yapması sonucunda hasta mağdur olabilir. Malpraktis davasının doğması için temel olarak üç unsurun bir araya gelmesi gerekir:

  • Hatalı Eylem veya İhmal: Sağlık profesyoneli, mesleki standartlara uygun olmayan bir şekilde hareket etmiştir.

  • Zarar: Hasta, sağlık profesyonelinin bu hatası sonucunda fiziksel, psikolojik veya maddi zarar görmüştür.

  • Nedensellik Bağı: Sağlık profesyonelinin eylemi ile hastanın uğradığı zarar arasında doğrudan bir bağ bulunmalıdır.

2. Malpraktis Türleri

Malpraktis, sağlık hizmetlerinin farklı aşamalarında meydana gelebilir. Bu hatalar, tanı koyma aşamasından tedavi sürecine, cerrahi müdahalelerden ilaç kullanımına kadar geniş bir yelpazede ortaya çıkabilir. Aşağıda yaygın malpraktis türlerini sıralıyoruz:

2.1. Teşhis Hataları

Yanlış teşhis veya geç teşhis, malpraktis davalarının en yaygın sebeplerindendir. Bir hastanın yanlış teşhis edilmesi, gerekli tedavi sürecinin gecikmesine ve dolayısıyla hastalığın ilerlemesine yol açabilir.

2.2. Cerrahi Hatalar

Cerrahi müdahaleler sırasında yapılan hatalar, hastalarda kalıcı hasarlar oluşturabilir. Ameliyat sırasında yapılan yanlış uygulamalar, cerrahi aletlerin vücutta unutulması veya yanlış bölgeye müdahale edilmesi gibi durumlar cerrahi malpraktis örneklerindendir.

2.3. Tedavi Hataları

Yanlış ilaç kullanımı, dozu aşımı veya uygun olmayan tedavi yöntemlerinin uygulanması da tedavi hataları kapsamındadır. Tedavi sürecinde doktorun gerekli özeni göstermemesi, hastanın yaşam kalitesini düşürebilir.

2.4. Doğum Hataları

Doğum sırasında yapılan hatalar, hem anne hem de bebek üzerinde kalıcı hasarlara neden olabilir. Yanlış doğum teknikleri, sezaryen kararı verilmemesi veya doğum sırasında yapılan müdahalelerde dikkatsizlik, malpraktis davalarına yol açabilir.

2.5. Anestezi Hataları

Anestezi sırasında yapılan yanlış uygulamalar, hastanın hayatını tehlikeye atabilir. Yanlış anestezi dozu veya anestezi uygulaması sırasında hastanın durumunun yeterince takip edilmemesi, ciddi sonuçlara yol açabilir.

3. Malpraktis Davaları Nasıl Açılır?

Malpraktis davaları, tıbbi hata sonucu mağdur olan kişilerin zararlarının giderilmesi amacıyla açılan hukuki süreçlerdir. Türkiye’de bu davalar, Türk Borçlar Kanunu ve Türk Medeni Kanunu kapsamında değerlendirilir. Aşağıda malpraktis davası açma sürecini detaylı bir şekilde açıklıyoruz:

3.1. Zararın Tespiti

Malpraktis davası açmak için öncelikle hastanın uğradığı zararın tespit edilmesi gerekir. Bu aşamada hastanın uğradığı maddi ve manevi zararlar, tıbbi belgeler ve raporlar ile desteklenmelidir.

3.2. Uzman Görüşü Alınması

Malpraktis davalarında, tıbbi uzman görüşü alınması büyük önem taşır. Bu rapor, sağlık profesyonelinin standart mesleki uygulamalara uygun hareket edip etmediğini ve hastanın zararının bu hatalı uygulamalardan kaynaklanıp kaynaklanmadığını belirlemek amacıyla kullanılır.

3.3. Davanın Açılması

Malpraktis mağduru, hastane veya sağlık profesyoneline karşı tazminat davası açabilir. Bu davalar, hastanın uğradığı zararın telafisi amacıyla açılır ve maddi ile manevi tazminat taleplerini içerebilir.

3.4. Delillerin Sunulması

Dava sürecinde, hastanın yaşadığı zararları ve bu zararların sağlık profesyonelinin hatasından kaynaklandığını kanıtlayacak deliller sunulmalıdır. Bu deliller arasında tıbbi kayıtlar, uzman raporları ve tanık ifadeleri yer alabilir.

3.5. Dava Süresi ve Zamanaşımı

Malpraktis davalarının açılması için belirli bir zamanaşımı süresi vardır. Bu süre, tıbbi hatanın fark edilmesiyle başlar ve genellikle 5 yıl olarak uygulanır. Ancak hastanın zararını daha geç fark etmesi durumunda bu süre uzayabilir.

4. Malpraktis Tazminatları

Malpraktis davalarında talep edilen tazminatlar, maddi ve manevi olmak üzere iki ana kategoride incelenir.

4.1. Maddi Tazminatlar

Maddi tazminatlar, hastanın uğradığı ekonomik zararların karşılanması amacıyla talep edilir. Bu zararlar arasında şunlar yer alır:

  • Tedavi Masrafları: Malpraktis sonucu hastanın tedavi görmek zorunda kaldığı durumlarda yapılan sağlık harcamaları maddi tazminata konu olabilir.

  • Çalışma Gücü Kaybı: Hatalı tıbbi müdahale sonucu hastanın çalışma gücünü kaybetmesi durumunda, uğradığı gelir kaybı maddi tazminat kapsamında değerlendirilebilir.

  • Ekonomik Kayıplar: Malpraktis nedeniyle hastanın yaşam kalitesinin düşmesi ve ekonomik kayıplar yaşaması durumunda bu zararlar da tazminat olarak talep edilebilir.

4.2. Manevi Tazminatlar

Manevi tazminatlar, hastanın yaşadığı acı, üzüntü ve psikolojik travmanın karşılanması amacıyla talep edilir. Manevi tazminatlar, hastanın yaşadığı psikolojik zararı hafifletmek ve adaletin sağlanmasına katkıda bulunmak amacıyla hükmedilir. Manevi tazminat miktarları, hastanın yaşadığı zararların büyüklüğüne göre değişiklik gösterir.

5. Yargıtay Kararları Işığında Malpraktis Davaları

Yargıtay, malpraktis davalarıyla ilgili birçok içtihat geliştirmiştir. Bu içtihatlar, malpraktis davalarının seyrini ve mahkemelerin bu tür davalarda nasıl karar verdiğini anlamak açısından önemlidir. Yargıtay kararları, tazminat miktarlarının hesaplanması, kusur oranlarının belirlenmesi ve manevi tazminat taleplerinin nasıl değerlendirilmesi gerektiği konusunda yol gösterici niteliktedir.

5.1. Kusur Oranı ve Tazminat Miktarı

Yargıtay, malpraktis davalarında kusur oranının tespitini önemli bir unsur olarak kabul etmektedir. Sağlık profesyonelinin kusur oranı, tazminat miktarını doğrudan etkileyen bir faktördür. Yargıtay, bu tür davalarda tıbbi bilirkişilerin görüşlerine büyük önem verir ve tazminat miktarını belirlerken mağdurun yaşadığı zararın boyutunu dikkate alır.

5.2. Manevi Tazminat Kararları

Yargıtay, manevi tazminat davalarında mağdurun yaşadığı psikolojik ve duygusal travmayı göz önünde bulundurarak karar verir. Mahkeme, manevi tazminat miktarını belirlerken mağdurun yaşadığı acı ve elemin büyüklüğünü, yaşam kalitesindeki düşüşü ve hastanın sosyal durumunu dikkate alır.

6. Uluslararası Hukukta Malpraktis Davaları

Malpraktis davaları, uluslararası hukukta da önemli bir yere sahiptir. Birçok ülkenin hukuk sistemi, tıbbi hata mağdurlarının haklarını korumak için benzer düzenlemelere sahiptir ve uluslararası alanda da çeşitli sözleşmelerle bu hakların korunması hedeflenmiştir.

6.1. İnsan Hakları ve Hasta Hakları

Birçok ülke, malpraktis davalarını insan hakları kapsamında değerlendirir. Sağlık hakkı, temel insan haklarından biri olarak kabul edilir ve tıbbi hizmetlerin kaliteli bir şekilde sunulması, bu hakkın korunması açısından hayati önem taşır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) gibi uluslararası kuruluşlar, sağlık hizmetlerinde özenin gösterilmemesi durumunda mağdurların haklarını savunmaya yönelik ilkeler ortaya koymuştur. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS), bireylerin yaşam hakkını korur ve bu bağlamda sağlık hizmetlerinin gerektiği gibi sunulmaması durumunda mağdurların haklarının ihlal edilmesini önlemeye çalışır.

6.2. Uluslararası Sözleşmeler ve Malpraktis

Uluslararası hukukta malpraktis davaları, özellikle hasta hakları konusundaki düzenlemelerle ilişkilidir. Hasta hakları, birçok uluslararası sözleşme ile korunmakta olup, sağlık hizmeti sağlayıcılarının sorumluluklarını belirler. Avrupa Konseyi’nin "Hasta Haklarına İlişkin Avrupa Tüzüğü" ve WHO'nun önerileri, hasta güvenliğinin ve tıbbi bakımın kalitesinin sağlanmasını amaçlar. Bu belgeler, malpraktis mağdurlarının haklarının korunmasını ve adil tazminat taleplerinin karşılanmasını sağlar.

7. Malpraktis Davalarında Zorluklar ve Engeller

Malpraktis davaları, hukuki sürecin karmaşıklığı ve tıbbi delillerin değerlendirilmesi açısından zorluklar içerir. Hem sağlık profesyonelleri hem de hastalar açısından bu davaların yönetimi dikkatli bir süreç gerektirir. Bu zorlukların başında tıbbi hatanın kanıtlanması, uzman görüşlerinin elde edilmesi ve nedensellik bağının kurulması gelir.

7.1. Kanıt Yetersizliği

Malpraktis davalarında, hastaların uğradıkları zararın sağlık profesyonelinin hatasından kaynaklandığını kanıtlamak genellikle zor olabilir. Tıbbi kayıtların tam ve eksiksiz tutulmaması, delil yetersizliğine yol açarak mağdurların haklarını aramasını zorlaştırabilir. Ayrıca, malpraktis iddiasını desteklemek için alınacak uzman görüşlerinin karmaşıklığı, dava sürecini daha da zorlaştırabilir.

7.2. Uzman Raporlarının Farklılığı

Malpraktis davalarında en kritik delillerden biri uzman raporlarıdır. Ancak, uzman raporlarının birbirleriyle çelişmesi davaların seyrini zorlaştırabilir. Farklı tıbbi uzmanların olaylara farklı açılardan yaklaşması ve farklı sonuçlar çıkarması, davaların uzun sürebilmesine ve mağdurların adalet arayışlarının uzamasına neden olabilir.

7.3. Tazminatın Belirlenmesindeki Zorluklar

Maddi ve manevi tazminatın belirlenmesi süreci, hem sağlık profesyonelleri hem de mağdurlar açısından önemli bir sorundur. Özellikle manevi tazminatın miktarının belirlenmesi, subjektif bir değerlendirme gerektirdiği için davanın karmaşık bir hal almasına yol açabilir. Mahkemeler, mağdurun yaşadığı psikolojik zararın boyutunu değerlendirirken farklı kriterler kullanabilir ve bu da tazminat miktarının öngörülemez olmasına neden olabilir.

8. Sonuç

Malpraktis davaları, hastaların yaşadığı maddi ve manevi zararların tazmin edilmesini sağlamak açısından kritik bir öneme sahiptir. Sağlık hizmetlerinin niteliği, hasta güvenliği ve profesyonel sorumluluk gibi konular, malpraktis davalarının merkezinde yer alır. Türkiye’de ve dünyada bu tür davalar, mağdurların haklarını koruma ve adaletin sağlanması amacıyla önemli hukuki süreçler olarak değerlendirilir. Mahkemelerin verdiği kararlar, tıbbi hataların önlenmesi ve hasta güvenliğinin artırılması için önemli bir yol gösterici niteliğindedir.

Malpraktis davalarında başarı elde edebilmek için güçlü deliller sunmak, uzman görüşleri almak ve hukuki süreci yakından takip etmek büyük önem taşır. Hem sağlık profesyonellerinin hem de hastaların haklarını koruyan adil bir sistemin oluşturulması, toplum sağlığı açısından da olumlu sonuçlar doğuracaktır.

Comments


KOCA

Avukatlık Bürosu

©2021, KOCA Avukatlık Bürosu

bottom of page