top of page

Vesayet Davası ve Şartları

  • Yazarın fotoğrafı: Koca Avukatlık Bürosu
    Koca Avukatlık Bürosu
  • 5 Eyl 2024
  • 3 dakikada okunur

Vesayet, bir kişinin yaşı, zihinsel veya fiziksel durumu nedeniyle kendisini ya da malvarlığını idare edememesi durumunda, mahkeme kararıyla bir başka kişinin bu kişiyi temsil etmesi ve onun haklarını korumasını sağlayan hukuki bir kurumdur. Vesayet, genellikle çocuklar, zihinsel engelli bireyler, yaşlılar ve yasal olarak kısıtlı kişiler için gündeme gelir. Bu makalede vesayet davasının Türk Hukuku’ndaki şartları, süreçleri ve uluslararası hukukta vesayete ilişkin karşılaştırmaları ele alacağız.

Vesayet Nedir?

Türk Medeni Kanunu’na göre vesayet, belirli kişilerin korunmasını ve haklarının gözetilmesini amaçlayan bir kurumdur. Vesayet altına alınacak kişi, kendi iradesiyle karar verecek durumda değilse ya da bazı hukuki işlemleri gerçekleştiremeyecek kadar savunmasız durumdaysa, mahkeme kararıyla bir vasi atanır. Vesayet, velayetten farklıdır çünkü vesayet genellikle erginler için ya da veli olmayan kişiler için uygulanır.

Türk Hukuku’nda Vesayet Şartları

Türk Medeni Kanunu’nun 405. maddesi vesayet altına alınacak kişilerin hangi şartlarda bu koruma altına gireceğini belirtir:

  • Küçükler: Anne ve babası olmayan veya velayet altında olmayan küçükler için vesayet altına alınma mümkündür. Bu durumda, çocuğun yasal haklarının korunması için bir vasi atanır.

  • Kısıtlılar: Akıl hastalığı, zihinsel yetersizlik veya ağır bağımlılık gibi sebeplerle kendi işlerini yürütemeyecek durumda olan kişiler, vesayet altına alınabilir. Bu kişiler, mahkeme kararıyla kısıtlı sayılır ve kendileri adına işlemleri yapacak bir vasi atanır.

  • Yaşlılar ve Fiziksel Engelliler: Fiziksel sağlıklarının kötüleşmesi ve günlük yaşamlarını sürdürememeleri durumunda, yaşlılar ve ciddi fiziksel engeli olan kişiler de vesayet altına alınabilir.

Vesayet davası açmak isteyen kişinin, vesayet altına alınacak kişiyi tanıması ya da belirli bir hukuki ilişkinin var olması gerekmez. Ancak, mahkemeye sunulan delillerle vesayet gereksinimi ispat edilmelidir.

Vesayet Davası Süreci

Vesayet davası, kişinin yerleşim yerindeki sulh hukuk mahkemesinde açılır. Dava sürecinde, mahkeme vesayet altına alınacak kişinin psikolojik ve fiziksel durumunu değerlendirir. Bir sağlık raporu talep edilebilir ve bilirkişi incelemesi yapılabilir.

  • Vasi Ataması: Mahkeme, vesayet altına alınacak kişinin durumu göz önünde bulundurarak uygun bir vasi belirler. Genellikle aile üyeleri vasi olarak atanır; ancak bu zorunlu değildir.

  • Vesayetin Sona Ermesi: Vesayet, vesayet altına alınan kişinin durumunun düzelmesiyle sona erebilir. Örneğin, küçükler için vesayet, reşit olduklarında sona erer.

Uluslararası Hukukta Vesayet

Birçok ülke, vesayet kurumunu Türk hukukuna benzer şekilde düzenlemiştir. Ancak, farklı ülkelerde vesayet davalarına ilişkin süreçler ve şartlar değişiklik gösterebilir. İşte bazı uluslararası karşılaştırmalar:

  1. Amerika Birleşik Devletleri (ABD): ABD'de vesayet (guardianship), federal değil, eyalet yasalarına göre düzenlenir. Eyaletten eyalete değişiklik gösterse de, genel olarak vesayet için kişinin zihinsel veya fiziksel yetersizliği ispat edilmelidir. ABD'de vesayet davaları oldukça detaylı ve karmaşık olabilir, özellikle mali vesayet söz konusu olduğunda.

  2. Avrupa Birliği Ülkeleri: Avrupa Birliği’ne üye ülkeler arasında vesayet düzenlemeleri büyük ölçüde uyumludur. Ancak her ülke, ulusal yasalarına göre farklı vesayet şartları belirleyebilir. Örneğin, Fransa’da vesayet (tutelle) sistemi, özellikle yaşlılar için oldukça yaygın bir uygulamadır. Almanya’da ise vesayet daha çok zihinsel engelli bireyler için kullanılır.

  3. İngiltere: İngiltere’de vesayet sistemi, Mental Capacity Act 2005’e dayanır. Kişinin zihinsel kapasitesi değerlendirildikten sonra, uygun bir vasi atanır. İngiltere’de vasi atanması oldukça titiz bir süreçtir ve kişinin haklarını koruyacak çeşitli yasal mekanizmalar mevcuttur.

Uluslararası Vesayet Davalarında Yargı Yetkisi

Uluslararası hukuka göre vesayet davaları, genellikle vesayet altına alınacak kişinin vatandaşlık ya da ikamet ettiği ülkenin mahkemelerinde açılır. Ancak, bir kişinin farklı ülkelerde malvarlığı varsa veya uluslararası bir taşınma durumu söz konusuysa, vesayet davasında yargı yetkisi karmaşık hale gelebilir. Bu durumda, ülkeler arasındaki ikili anlaşmalar ve uluslararası sözleşmeler devreye girebilir.

Vesayet ile Velayet Arasındaki Farklar

Vesayet ve velayet sıklıkla karıştırılan iki hukuki terimdir. Velayet, çocukların ebeveynleri tarafından bakım ve korunmasını ifade ederken, vesayet, genellikle ergin kişiler veya velayeti olmayan küçükler için geçerlidir. Ayrıca, velayet hakkı doğrudan ebeveynlere aitken, vesayet mahkeme kararı ile üçüncü bir kişiye verilebilir.

  • Velayet: Anne ve babanın çocuklarına karşı olan sorumluluklarını ifade eder. Velayet hakkı, anne babanın boşanması durumunda dahi devam eder, ancak vesayet daha geniş bir kapsama sahiptir.

  • Vesayet: Anne babanın çocuk üzerinde velayet hakkının bulunmadığı durumlarda, bir kişinin mahkeme kararıyla çocuğun veya kısıtlı kişinin haklarını koruması amacıyla atanmasıdır.

Sonuç

Vesayet davası, hukukun korunmaya muhtaç bireyler için sunduğu önemli bir koruma mekanizmasıdır. Türk hukuku vesayet davalarında kişisel hakları ve özgürlükleri korurken, aynı zamanda toplumun genel menfaatlerini de göz önünde bulundurur. Uluslararası hukukta vesayet davasına ilişkin süreçler, genel anlamda benzerlik gösterse de, ülkeler arasındaki yasal farklılıklar dikkatle incelenmelidir. Vesayet davası açmak isteyen bireylerin, hukuki danışmanlık alarak süreç hakkında detaylı bilgi sahibi olmaları önemlidir.

Comments


KOCA

Avukatlık Bürosu

©2021, KOCA Avukatlık Bürosu

bottom of page